Dünya genelinde yaşanan en büyük krizlerden biri olan gıda krizi, tarım arazilerinin korunmasını ve verimli kullanılmasını her zamankinden daha kritik hale getirdi. Gıda arzının azalması, iklim değişikliği, nüfus artışı ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı gibi faktörler, gıda güvenliğini tehdit ediyor. Bu bağlamda, tarım arazilerinin parçalanmasına ve hisselendirilmesine yol açan hisseli tarım arazisi satışları (HTAS), hem ülke tarımı hem de yatırımcılar açısından büyük riskler taşıyor. Peki, insanlar neden HTAS’a başvuruyor? Neden başvurmamalılar? Ve bu kanun neden değiştirilmeli?
İnsanlar Neden HTAS’a Başvuruyor?
HTAS, özellikle düşük bütçeli yatırımcılar için cazip görünen bir seçenek olabilir. İnsanların HTAS’a başvurmasının temel nedenleri şunlar:
- Taşınmaz Yatırımı ve Kar Beklentisi:
- İnsanlar, dolar, euro veya altın gibi geleneksel yatırım araçlarına alternatif olarak taşınmaz yatırımı yapmak istiyor. HTAS, düşük bütçeyle taşınmaz sahibi olma imkanı sunuyor.
- Güvenli Bölge Arayışı:
- Özellikle deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşayanlar, Trakya gibi deprem riskinin düşük olduğu bölgelerde güvenli bir yatırım yapmak istiyor. HTAS, bu bölgelerde daha uygun fiyatlı seçenekler sunabiliyor.
- Spekülatif Amaçlar:
- Bazı yatırımcılar, hisseli tarım arazilerini düşük fiyatla alıp, gelecekte değer kazandığında satarak kar etmeyi hedefliyor.
Neden HTAS’a Başvurulmamalı?
HTAS, yukarıdaki nedenlerle cazip görünse de, hem yatırımcılar hem de ülke tarımı açısından büyük riskler ve dezavantajlar taşıyor. İşte HTAS’tan kaçınmak için temel nedenler:
- Hukuki Riskler:
- Hisseli tarım arazileri, birden fazla hissedarın ortak mülkiyetinde olduğu için anlaşmazlıklar ve yasal süreçler kaçınılmazdır. Hissedarlar arasında çıkacak uyuşmazlıklar, yatırımcıyı uzun ve masraflı yasal süreçlere sürükleyebilir.
- Tarımsal Verimliliğin Düşmesi:
- Tarım arazilerinin hisselenmesi, parçalı bir yapıya yol açar. Bu durum, modern tarım tekniklerinin uygulanmasını zorlaştırır ve tarımsal verimliliği düşürür. Gıda krizinin yaşandığı bir dönemde, tarım arazilerinin verimli kullanılması hayati öneme sahiptir.
- Toplulaştırma Çalışmalarına Aykırılık:
- Devlet Su İşleri (DSİ) gibi kurumlar, tarım arazilerinin daha büyük ve verimli parsellere dönüştürülmesi için toplulaştırma çalışmaları yürütüyor. HTAS, bu çalışmaları baltalayarak tarım arazilerinin parçalanmasına neden oluyor.
- Değer Kaybı:
- Hisseli tarım arazileri, piyasada daha düşük değerle satılır. Bu durum, hem satıcı hem de alıcı için dezavantajlıdır. Ayrıca, hisseli arazilerin satışı daha zor ve zaman alıcıdır.
- Ülke Tarımına Zarar:
- Tarım arazilerinin hisselenmesi, uzun vadede ülke tarımını olumsuz etkiler. Tarım arazilerinin korunması ve verimli kullanılması, gıda güvenliği açısından hayati öneme sahiptir.
HTAS Yerine Neler Yapılabilir?
HTAS gibi riskli yatırımlar yerine, düşük bütçeyle alınabilecek müstakil (tek sahipli) taşınmazlar, hem yatırımcılar hem de tarım arazilerinin korunması açısından çok daha mantıklı bir seçenektir. İşte müstakil taşınmazların avantajları:
- Hukuki Risklerden Kaçınma:
- Müstakil taşınmazlar, hisseli arazilerde olduğu gibi hissedarlar arası anlaşmazlıklar veya yasal süreçler gibi riskler taşımaz.
- Yatırımın Kontrolü:
- Müstakil taşınmazlar, tamamen yatırımcının kontrolündedir. Hisseli arazilerde olduğu gibi diğer hissedarların onayına ihtiyaç duyulmaz.
- Uzun Vadeli Değer Artışı:
- Müstakil taşınmazlar, özellikle doğru lokasyonlarda uzun vadede değer kazanma potansiyeline sahiptir.
- Güvenli Bölgeler:
- Trakya gibi deprem riskinin düşük olduğu bölgelerde müstakil taşınmazlar, güvenli bir yatırım seçeneği sunar.
Kanun Neden Değiştirilmeli?
HTAS, yasal olarak mümkün olsa da(5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, (15.05.2014 tarih ve 29001 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilmiştir.) Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu‘nun ruhuna ve tarım politikalarının genel hedeflerine aykırıdır. Bu nedenle, acilen yasal düzenlemeler yapılmalı ve HTAS’a sınırlamalar getirilmelidir. İşte kanunun değiştirilmesi için temel nedenler:
- Tarım Arazilerinin Korunması:
- Tarım arazilerinin hisselenmesi, tarımsal verimliliği düşürür ve gıda güvenliğini tehdit eder. Kanun, tarım arazilerinin parçalanmasını engellemeli ve bütünlüğünü korumalıdır.
- Hukuki Risklerin Azaltılması:
- HTAS, yatırımcılar için büyük hukuki riskler taşır. Kanun, hisseli satışları sınırlandırarak bu riskleri azaltmalıdır.
- Toplulaştırma Çalışmalarının Desteklenmesi:
- Kanun, tarım arazilerinin toplulaştırılmasını teşvik etmeli ve hisseli satışları engellemelidir.
Sonuç
Dünyadaki gıda krizi, tarım arazilerinin korunmasını her zamankinden daha önemli hale getirdi. HTAS gibi riskli yatırımlar yerine, müstakil taşınmazlar, hem yatırımcılar hem de ülke tarımı açısından çok daha avantajlıdır. Ayrıca, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu acilen revize edilmeli ve HTAS’a sınırlamalar getirilmelidir. Bu sayede, tarım arazilerinin korunması sağlanabilir ve gıda güvenliği güvence altına alınabilir.
Danışanlarınıza, HTAS yerine müstakil taşınmazlar önermeniz, onları hukuki risklerden koruyacak ve uzun vadede daha karlı bir yatırım yapmalarını sağlayacaktır. Ayrıca, bu tür yatırımlar, tarım arazilerinin korunmasına ve ülke tarımının geleceğine katkıda bulunacaktır.